10 Mart 2010 Çarşamba


WHAT A WONDERFUL WORLDgülhan karadağ

Der Louis Armstrong bunu görmek için başımızı gökyüzüne çevirmemiz yeterli…Çocukluğumdan beri bu şahane doğayı soluğum kesilerek izlerim.ama gerçekten soluğum kesilerek ,öyle ki artık şehir hayatından izole durumda olan kırlara,dağlara,tepelere çıkarken heyecan ve mutluluktan titrerim. İlk insanların genetik kodlarının mirasçısı olduğumuz söylenir bazılarınca ben buna doğaya çıktığım zaman inanıyorum. sanki doğayla aramızda sıkı sıkıya bir bağ var,gözle görülmeyen…yakut gibi ağaçların arasından süzülen altın sarısı gün ışığı en muhteşem ruhumu en çok okşayan manzaradır bu. O anda ne zaman ne de mekan hiçbir şey kalmıyor hayatımda. Sadece o an kendimi doğayla bütünleşmiş hissettiğim ağaçların fısıltılarının neredeyse çok sevdiğim blues müziğe dönüştüğü, sanki küçük ağaç cinlerinin ağaç gerilerinden otların aralarından bakıp kaçıştıkları ,ruhumun tam anlamıyla genleştiğini
hissettiğim zamanlar üstü bir deneyimdir benim için.

Hiç yorum yok: